EDİTÖRÜN KAFASINA GÖRE
Herkese yeni sayımızdan merhaba!
Şimdi size pek duymayı alışmadığınız şeyler anlatacağım. Zamanın birinde bir ülke varmış. O ülkede insanlar mutlu mesut yaşıyormuş. İster inanın ister inanmayın bunu yapabiliyorlarmış. Toplumda herkes eşit haklara sahipmiş; kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler ve çocuklar. Toplumun unutulan hiçbir bireyi yokmuş.
Kadınlar istediklerini giyiyor, örtmek zorunda olmadığı saçlarını esen rüzgarda savuruyormuş. Erkekler de toplumun baskısı olmadığı için istediği gibi giyiniyor, rahat ediyorlarmış. Kadınlar toplumun her alanında var oluyor, istedikleri işte çalışıyorlarmış. Ülkenin yaratılışında ise her şey bu kadar olumlu değilmiş. Yılllar yıllar önce bu ülkenin yöneticileri halkı kendi istedikleri gibi yönetmek istemiş; onları vatandaşları değil de köleleri gibi düşünüyorlarmış. Sesini çıkaranların sonu o kadar fena oluyormuş ki kimse bir daha sorun çıkartmak istemiyormuş.
Gel zaman git zaman insanlar bu durumdan çok sıkılmış ve yorulmuş. Köle olmadıklarını, hepsinin birer insan olduğunu hatırlatmak istemişler: kanlı canlı ve ruhu, istekleri ve hayalleri olan insanlar. Ayaklanmaya ve seslerini duyurmaya başlamışlar. O günden sonra her şey yavaş yavaş değişmiş ve yazının başında anlattığım ülkeye dönmüş.
Peki bu ülke nerdeymiş? Aslında hiç var olmamış, hepimizin bildiği gibi. Dünyadaki hiçbir toplum böyle mutluluk ve eşitlik içinde yaşamıyor. Bazıları ise kadın-erkek eşitliği, özgürlük konusunda çaba göstermeye hazır. Norveç ve Finlandiya gibi ülkeler bir günde modern bir toplum olmadı. Onlar da kendilerini bildiklerinden beri eşit haklara sahip halklar değildi. Buraya kadar kolay da gelmediler; inandıkları değerler için savaş verdiler, uğraştılar ve haklar kazandılar eninde sonunda. Ellerindeki değeri korurken daha iyi neler yapabiliriz diye sormaktan vazgeçmediler.
Sanırım ”kadın problemini” sadece bu şekilde çözebiliriz; büyük hayaller kurarak pes etmeden büyük küçük adımlar atarak. Elde ettiğimiz hakların kıymetini bilerek ama yenileri için savaşarak!
Kadın, Yaşam, Özgürlük!
